T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
MERSİN / TARSUS - Saime Özçürümez İlkokulu

Haberler

Mrt

Üst düzey düşünme becerilerine dayalı okuma başarısının artırılması projesi kapsamında, Mersin İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Kutlutekin Baş, Tarsus İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Yunus Akdemir ve proje ilk koordinatörü Dilek Tokhay Okulumuzu ziyaret etmişlerdir. Projenin yürütüldüğü 4/B sınıfının Veli toplantısına katılan Misafirlerimiz projenin öğrencilerin okuduğunu anlama becerileri üzerindeki etkisi hakkında bilgilendirmede bulundular. Veli toplantısında projenin amacına ulaşabilmesinde veli desteğinin önemi vurgulanmış velilerin proje hakkındaki görüşleri alınmıştır.

 İl Milli Eğitim Müdür Yardımcımız Kutlutekin Baş'a, Şube Müdürümüz Yunus Akdemir'e ve Proje İl Koordinatörü Dilek Tokhay'a ziyaretleri için teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Projeyi okulumuzda gönüllülük esasıyla yürüten sınıf öğretmenimiz Esra Yiğit Kılınç ve proje koordinatör öğretmenlerimiz; Zühal Altum, Özlem Gezen,  Kurtuluş Gezen'e projeye verdikleri destek için teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz.

Şbt

Şubat Ayı Raporu: Deyimler ve Atasözleri Okumaları

Projenin Amacı:

Deyimler ve atasözleri, dilimizin önemli birer parçasıdır ve kültürel mirasımızı yansıtırlar. Bu bağlamda, okulumuzda Şubat ayı boyunca deyimler ve atasözleri üzerine etkinlikler düzenlenmiştir. Amacımız öğrencilere bu önemli dil unsurlarını tanıtmak, anlamalarını sağlamak ve kullanmalarını teşvik etmektir.

Şubat Ayı Faaliyetleri:

Deyimler ve Atasözleri Okumaları:

·         Tüm sınıflarda “Anlat Bakalım” etkinliği gerçekleştirildi. Öğrencilere çeşitli deyim ve atasözleri anlatılarak anlamları hakkında bilgi verildi ve örneklerle açıklandı.

·         Tüm sınıflarda “Drama ile Atasözü/Deyim Anlatma” etkinliği düzenlendi. Öğrenciler, kendilerine verilen atasözü veya deyimi dramatize ederek ifade ettiler.

·         Tüm sınıflarda “Atasözü/Deyim Resimleme” etkinliği yapıldı. Öğrenciler, öğrendikleri atasözleri veya deyimleri resimleyerek anlamlandırdılar.

 

Şbt

Tarsus İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polisler tarafından okulumuz öğrencilerine ''Kişisel Güvenlik Semineri'' verildi.

Ock

Öğrencilerimiz ''Buğday Tanesi'' filmini izlediler.

Senaryo danışmanlığını Serkan Bayram'ın yaptığı, Volkan Kapkın tarafından kaleme alınan 2022 yapımı film, Doğan Ümit Karaca yönetmenliğinde çekildi.

 

Buğday Tanesi, engelli bir bireyin hayata tutunma mücadelesini anlatıyor. Vizyona girdiği günden bu yana pek çok engelli bireye umut olan, izleyicinin engellerle ilgili farkındalığını artıran film, sinema salonlarının ardından farklı illerde gezici tırlarda da gösterildi.

 

"Buğday Tanesi", 3 Aralık Engelliler Günü nedeniyle öğretmen, öğrenci ve velilerin izlemesi için EBA'ya yüklendi. eba.gov.tr adresinde "Kütüphane" alanında "Özel Eğitim" sekmesinin altında "İşaret Dili" bölümünden izlenebiliyor.

 

İzlemek için tıklayınız.

 

Ock

Öğrencilerimiz dilimizin zenginlikleri projesi kapsamında ocak ayı etkinliği olarak Dede Korkut Hikayelerinden hareketle yeni bir hikaye yazma etkinliği gerçekleştirdiler.

ŞAHMERAN VE YEDİ KARDEŞLER

       Eski zamanların birinde birbirlerini koruyup kollayan sıcak kanlı insanlar yaşarmış. Bu köy öyle bir yermiş ki burada yaşayan tüm insanlar birbirlerine değer verip her başı dara düşenin yardımına koşarlar ve birbirlerine hep destek olurlarmış. Bir de Bu köyde yaşayan birbirlerine bağlı ve birbirlerini çok seven ve Aynı zamanda da tüm köy halkı tarafından çok sevilen, cesurluklarıyla çevrelerine nam salmış olan 7 kardeş ve onların Çok sevdikleri köpekleri Karabaş yaşarmış. Karabaş o bölgede çok sevilen bir çoban köpeği türü olan Sivas Kangalı ile siyah renkli bir kurdun kırmasıymış, bu çok nadir rastlanan bir durummuş. Karabaş çok gözü pek ve çok güçlü bir köpekmiş, aynı zamanda da bu kardeşlere çok bağlıymış.

      Bu yedi kardeşten her biri farklı farklı huylarda imiş.  En büyükleri olan İlkay güçlü ve korumacıymış, ondan bir küçük olan Barış adı gibi barışçılmış, sonraki gelen Arda utangaçmış, ortanca kardeş Aras hayalciymiş, sonraki kardeş Bora çabuk sinirlenen kavgacı biriymiş, sonraki kardeş Çağan çok çabuk korkarmış, en sonuncu kardeş Tugay ise çok zekiymiş. Cesur oldukları kadar da iyi kalpli olan bu yedi kardeşler bahçeli bir evde mutlu mesut yaşarmış.

      Köydeki insanlar böyle böyle yaşar iken bir gün köylünün başına dert olan ve Sürekli onları korkutan Şahmeran adında başı insan gövdesi yılan görenleri ürküten büyük bir yılan çıkıvermiş meydana. Yılanın uzun kulakları ve boynuzu varmış, belden üstü aynı bir kadın gibiymiş. Kolyesi ve küpesi de varmış, kafasında çok parlak bir taç takıyormuş. Belden aşağısı ise üzerinde balık pullarına benzeyen pullar olan bir yılan kuyruğu gibiymiş.

      Şahmeran adını verdikleri bu yılan nedense sadece geceleri ortaya çıkar gündüzleri gözden kaybolur, bazen gündüzleyin bile su başlarında Göl kenarlarında aniden ortaya çıkar insanları korkutur ve aniden de kaybolurmuş. Köyün insanları korkudan geceleri tuvalete dahi gidemiyorlarmış.

      Bir gün köyde büyük bir sel olmuş. Öyle güçlü öyle kuvvetliymiş ki bu sel, taş üstünde taş bırakmamış. Dağda ovada yaşayan börtü böcekler, fareler ve en kötüsü de Şahmeran’ın yavruları olan yılanlar sürüklenerek köye gelmişler. Her yer yılan ve haşerelerle doluymuş. Köylü selin zararlarını unutup yılanlardan muzdarip hale gelmişler.

      Her yerden yılan çıkıyormuş. Neyi kaldırsalar, nereye otursalar bir yılan görüyorlarmış. Ama kimse onlara dokunmaya cesaret edemiyormuş. Karar alıp köydeki yedi kardeşlerden yardım istemeye gitmişler. Yedi Kardeşler çoktan bahçelerini ve evlerini yılanlardan temizlemiş ve yeniden evlerine girmesinler diye önlem bile almışlar. Köylülerden biri kardeşlere şöyle seslenmiş:

-              “hooooyn 7 gardaşlar! Köyde yılanlardan geçilmiyor, hangi taşı kaldırsak bir yılan... Ocağınıza düştük, köyümüzün en cesur insanları sizlersiniz. Yardım edin temizleyin şu yılanları, kurtarın köyümüzü.”demiş.

      Kardeşler düşünmüş ve kabul edip işe koyulmuşlar. Bütün köyün altını üstüne getirmişler. Her yerini didik didik aramışlar ve tüm yılanları toplamışlar. Gece yarısına kadar durmadan çalışmışlar. Tüm yılanları birer birer bir kutuya kapatmışlar. Kutunun ağzını kilitlemişler ve yılanları ormana salmak için ormanın derinliklerine kadar ilerlemişler.

      Tam yılanları bırakacaklarmış ki birden bir tıslama ile irkilmişler. Bir anda karşılarında beliren Şahmeran tıslayarak bağırmaya başlamış. Kardeşler karşılarında böyle büyük bir yılan görünce şaşkınlıktan küçük dillerini yutmuşlar. Şahmeran çok öfkeliymiş ve konuşurken ağzındaki çatal dili bile görünüyormuş:

Şahmeran- Siz benim çocuklarımı nasıl hapsedersiniz çabuk bırakın çocuklarımı tıssssss

      Kardeşlerden büyük olanı hemen kardeşlerini korumaya çalışmış:

İlkay- geri çekilin!!!

Çağan- hadi kaçalım hemen Of çok korkuyorum, demiş ama Bora buna karşı gelmiş:

Bora- Hayır ne kaçması Ya?! Şu yılanları bir bırakalım, Hadi gelin!

      İyice sabırsızlanan Şahmeran tekrar bağırmaya başlamış:

-              Verin çabuk Yavrularımı!

      Ortanca kardeş Aras, her zamanki gibi henüz durumun ciddiyetini kavramamış, şaşkın bir şekilde cevap vermiş:

-              Sen yılanların annesi misin?

      Şahmeran’ın artık sabrı taşmış ve şu şekilde bağırmış:

-              Eğer Yavrularımı hemen bırakmazsanız bu ormanı sizin başınıza yıkarım!!!

Barış- dur!!! Biz onlara zarar vermiyoruz. Sel suyu onları köyümüze taşımıştı, biz onları sadece kendi evlerine geri getiriyoruz...

      Ama Şahmeran’ın öfkesi yavrularını görmeden önce dinmeyecekti zaten günlerdir kayıp yavrularını arıyormuş ve yedi kardeşin yavruları bilerek hapsettiğini sanıyormış

      Bu karmaşada kutuyu açmaya çalışan çağının eli ayağına dolanıyor bir türlü anahtarı bulamıyormuş;

Çağan- anahtarı bulamıyorum...

      Birden Şahmeran’ın arkasından boynunda tasma takılı olan heybetli bir aslan çıkmış ve ‘HIRRRRRR!!!’ diye bir kükremiş ki, dağlar inlemiş. Şahmeran aslanı tasmasındaki zincirlerle kontrol ediyormuş. Bunu gören Karabaş Hemen öne atılmış, Bora ve ilkay da aslanı geri püskürtmeye çalışmışlar. Bu sayede biraz vakit kazanmışlar. Bu karmaşa böyle devenin ede dursun kardeşlerin en küçüğü ve en zekisi olan Tugay’ın aklına güzel bir fikir gelmiş ve hemen Arda’ya seslenmiş:

-Arda, Arda gardaşım! Evin anahtarını kaybettiğimiz zaman senin kullandığın o demir çomak yanında mı?!!!

      Arda bir süre üzerinde arandıktan sonra, küçük bir demir çomak çıkartır ve sonunda kutunun kilidini açabilirler. Kutunun kapağı açılır açılmaz yılanlar ormanın içine dağılıp kaçışmaya başlar. Bu arada artık Sabah olmuş.

Güneşin doğmasıyla ormanda uçuşmaya başlayan kuşlar yerdeki onlarca yılanı görmüş ve onlara hücum etmeye başlamış. Kuşlar o kadar hızlı hareket ediyorlarmış ki Şahmeran onların hızına yetişemiyor, yavrularını koruyamıyormuş. Dört bir yandan saldıran kuşları kovalamaya çalışırken birden aklına 7 Kardeşler gelmiş hemen onlardan yardım istemiş:

Şahmeran- Aman yedi kardeşler, ocağınıza düştüm. Ne olur yavrularımı kurtarın, ne İsterseniz yaparım söz!!

      Bunun üzerine Tugay’ın aklına çok güzel bir fikir gelmiş:

-              Tamam sana yardım edelim ama bundan sonra sen de yavruların da kesinlikle bizim köyümüze girmeyeceksiniz, demiş.

      Başka çaresi olmayan Şahmeran hemen bu teklifi kabul etmiş. 7 kardeşin 7’si de el ele vermiş, hemen 7 tane meşale yakmışlar. Her biri etrafa dağılmış, yaklaşan kuşları korkutmuşlar. Ateşi gören kuşlar da oracıktan toz olup kaybolmuşlar.

      Bu olanları gören Şahmeran iyice yumuşamış. Onların iyi niyetinden artık emin olmuş ve kardeşlere şöyle seslenmiş:

-              Siz 7 kardeş çocuklarımın hayatını kurtardınız. Bugünden sonra benim dostumsunuz. Alın şu boynuzu, ne zaman başınız sıkışırsa bu boynuza üfleyin. Böylece hemen yardımınıza gelebileceğim, demiş ve yavrularıyla oradan uzaklaşmış.

      O günden sonra Şahmeran gerçekten de sözünü tutmuş. Yedi kardeş ne zaman başı sıkışsa, ne zaman bir sorun yaşasa Şahmeran’ı çağırıyormuş. Şahmeran ve yılanları da onlara gelip yardım ediyormuş. Hatta bütün köy halkı bile Şahmeran’a alışmışlar. O günden sonra yedi kardeşin lakabı Yılanların Kahramanı; köyün adı da yılanlı Köy olmuş.

                                                                                                                                                                                                      Mehmet Can GÖKÜŞ

                                                                                                                                                                                                           Öğrenci

Ock

Öğrencilerimiz bilinmeyen kelimelerle afiş çalışması etkinliği yaptılar.

Ock

Bakanımız Sayın Yusuf TEKİN tarafından tanıtımı yapılan "Dilimizin Zenginlikleri Projesi" eylem planı kapsamında öğrencilerimiz öğretmenleri rehberliğinde Kasım ayı etkinliklerini gerçekleştirdiler.

 

 

İlkokul öğrencilerimiz yeni öğrendikleri kelimelerin eş anlamlılarını kavramak amacıyla "Bilen Oturur"   ve  ''sözlük tasarım'' etkinliğini yaptılar ve sonrasında hazırladıkları materyalleri sınıf ve okul panolarımızda sergilediler.

Ock

Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin tarafından başlatılan; Dilimizin Zenginlikleri Projesi; okullarda yapılacak söz varlığını zenginleştirme çalışmaları ile öğrencilerin dilimizin zenginliklerini tanımasını, kültür taşıyıcısı olan sözcüklerimizle buluşmasını, buna bağlı olarak da dili iyi kullanmasını ve düşünce dünyasını geliştirmesini amaçlamaktadır.

Bu sayede öğrencilerimiz dilimizin seçkin ve özgün eserlerini tanıyacak, eserlerimizde geçen sözcüklerin derinliklerini (çeşitli anlamlarını) öğrenecek; milletimizin kültürünü, birikimini, düşünce dünyasını ve hayat tarzını söz varlığımızın içinde yeniden keşfedecektir.

LANTI ADRESİ:

 

meb_iys_dosyalar/33/08/715566/dosyalar/2023_12/13160703_eylemplani.xlsx

 

meb_iys_dosyalar/33/08/715566/dosyalar/2023_12/13160359_uygulamakilavuzu.pdf

 

 

Ara

Mehmet Akif ERSOY milletimize cesaret vermek, duygularını harekete geçirmek üzere İstiklal Marşımızı yazmıştır. İstiklal Marşı, halkımızın bağımsızlık savaşını ölümsüzleştiren, eşsiz bir eserdir. Mehmet Akif ERSOY, "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın" derken; verilen mücadelenin zorluğunu ifade etmiştir. İstiklal Marşımız milletimizin Atatürk önderliğinde, tarihin akışını değiştiren bir kahramanlık destanının anlatımıdır.

"Doğduğumdan beridir aşığım istiklale" diyen Mehmet Akif ERSOY, "İstiklal Marşı" adını verdiği şiirini İstiklal Harbinde kanının son damlasına kadar mücadele eden Kahraman Ordumuza ithaf etmiştir. İstiklal, tarih boyunca meftunu olduğumuz ve uğruna pek çok acılara katlandığımız, hiçbir zaman ödün vermediğimiz değerimizdir. 

İstiklal Marşımız bütünüyle aziz milletimizin karakterini yansıtmaktadır. İstiklal Marşımızın mana derinliğinde barınan duygular milletimizin öz benliğinden damıtılmıştır. Bayrak, sancak, ezan, hak, şahadet, din gibi kelime ve kavramlar milletimizi var eden değerlerimizdir. Milletimize istiklal azmini veren gazilik ve şehitlik gibi manevi mertebelerdir. Manevi duygulardan arındırılmış bir mücadelenin sürdürülmesi imkansızdır. İstiklal mücadelesinde değerlerinin ayaklar altına alınmamasının mücadelesini veren milletimizin coşkunluğunu anlatan İstiklal Marşımız, milletimiz var oldukça ortak hisleri veren ve milletimizi tanımlayan bir eser olarak var olacaktır. 

İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği kabri, Edirnekapı Şehitliği'nde bulunuyor. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında "2018 Yılı Vefa Ödülü"ne layık görülen Ersoy'un, 20 Aralık doğum günü, 27 Aralık vefat günü olmasından dolayı her iki günü de kapsayacak bir hafta boyunca vatan şairinin anılması hedeflenmişti. Bu kapsamda, İçişleri, Milli Eğitim ile Kültür ve Turizm Bakanlıklarının 2019'da müştereken çıkardığı yönetmelikle 20-27 Aralık, "Mehmet Akif Ersoy'u Anma Haftası" ilan edildi.

Ara

Sağlık sorunları nedeniyle evde eğitim gören Okulumuz 2. Sınıf öğrencisi Yağmur Göküş'ün doğum günü evinde kutlandı.  Bu mutlu gününde öğrencimizi İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Mehmet METİN yalnız bırakmadı. Doğum günü kutlamasında Okul Müdürümüz Yusuf Yalçınkaya, Müdür Yardımcımız Hasan Kazarel ve evde eğitim öğretmenlerimiz Dilek Toksöz Cengiz ile Ayşe Özlem Sert Yağmur GÖKÜŞ’ü de yalnız bırakmadı. Öğrencimiz Yağmur'a sağlıklı ve mutlu bir hayat dileriz. 

Kas

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 85. yıl dönümünde sevgi ve özlemle anıyoruz.

                                                                                               Saime Özçürümez İlkokulu Müdürlüğü

Ekm

 Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Mücadelemizin bütün kahramanlarını, şehit ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyor, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılını kutluyoruz.

                                   Saime Özçürümez İlkokulu Müdürlüğü

Eyl

İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Mehmet METİN, Okulumuzu ziyaret ederek öğrencilerin derslerine ve etkinliklerine eşlik etti. 

Eyl

 Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmetle ve minnetle anıyor, yaşayan gazilerimize en içten saygı ve sevgilerimi sunarak 19 Eylül Gaziler Günü'nü kutluyoruz.

                                                                                                                    Saime Özçürümez İlkokulu Müdürlüğü

Ağu

Milli Kurtuluş Savaşı'mızı tarihte eşi benzeri görülmemiş bir zaferle taçlandıran, her aşaması vatanseverlik ve kahramanlık destanlarıyla dolu 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere İstiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını, ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü için canlarını seve seve veren tüm aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.

   Saime Özçürümez İlkokulu Müdürlüğü